21 Ağustos 2012 Salı

Sabrın Sınırlarının İzmirlilerle Sınanması

22.45'te İzmir havaalanına indim. Hızla terminale transfer olduk ve yine hızla valizimi aldım (üstün başarı göstererek ön koltuğa bıraktığım cüzdanımı bana ulaştıran uçaktaşıma saygılarımı sunuyorum). 

Salı günü ulaşıp anlaştığım transfer firması ortalıkta görünmüyordu. Aradığımda 24:00te alacaklarını söylediler. Eyvallah, dedim, herhalde yanlış anladım. Saat gece yarısını geçti. Sabrım kırıntı seviyesine ulaştığında telefonum çaldı ve 10 dakikaya beni alacaklarını, bir üst katta beklememi söylediler. 15 dakika sonra geldi araç. 

Bindikten hemen sonra klimayı kısmasını rica ettim şofôrden. -Klima mı? -Evet. 3-4 dakika sonra benzinlikte durduk. Kola ve enerji içeceği takviyesi. Uykulu şoför, harika! 

Yanlış bilgilendirilmem ve üzerine bekletilmem sonrasında beni bekleyen insanları da bekletiyor olmama iliskin aldığım cevap, benden önce gelen ve geç alındığı için çıngar çıkartan "yabancı uyruklu" bayanın (Alman) zaptedilememesinden dolayı benim geç alındığım yönünde oldu. -Camı kapatabilir misiniz? -Camı mı? -Evet.

Bu arada enerji içeceği bitti ve kola açıldı. Klima soğutma testi üst limitlerinde dolaştı. -Klima mı? -Evet. Arada yine cam. Sonra klima. Sonra kola. Ayrıca uçaktan ilk inenle son inen arasında en az 22 dakika fark olur. Klima.

Zatürre olmayı göze alıyor ve susuyorum; uykulu, inatçı ve rahat şoför karşısında. Sadece tek parça -sinirler un ufak olsa da bedenen- ulaşmayı planlıyorum hedef noktasına.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder