8 Ocak 2012 Pazar

Kış Günleri


Aralık ayı bir koşturmaca ve müthiş bir yorgunluk içinde geçmiş, parmaklarım klavyeye pek uğramamış. Yeni yıla başlarken bir toparlamada bulunayım.

Aralık başında canım arkadaşlarım A.A.Ö. ve D.Ö.'ye sarılmak üzere bir haftasonu Stuttgart'a koştum. Koşarken hız kesmesin diye hafif kılıklar tercih etmişim, kişisel tarihimin en çok üşüdüğüm haftasonları arasında yerini aldı bu iki gün. Akılsız başın cezasını tüm beden çekti takip eden haftada. Stuttgart'ın çevresinde dolanıp, içine nüfuz etmediğimiz bu haftasonunda gitmeden önce çokça fikir sahibi olmadığımız ama performanslarını gayetten beğendiğimiz She Keeps Bees konseri ile Schorndorf'u, ortaçağ temalı noel pazarı ile Esslingen'i ziyaret ettik. Kalan zamanı D.Ö.'nün enfes kahvaltıları eşliğinde leziz muhabbetlerle geçirdik. Sevdiğim insanlarla birlikte olduğum sürece nerede ne yaptığımın çok da mühim olmadığını bir kez daha kendime kanıtladım, farkında değilmişim gibi.



-yeni tanışım Ö.Y.'nin müthiş çekimiyle konser hatırası-



-esslingen'de kendimden beklenmeyen bir performans gösterip ilk atışta taş güllecikle kırmayı başardığım, kütüğe monte yımırtalar. ödülüm çok ama parlak bir taş oldu. değer kazanmasını bekliyorum.-

Stuttgart'ı takip eden haftayı borazan sesimle karşıladıktan sonra bünyem hata verdi ve iki günümü evde yatarak geçirdim. C vitamini bombardımanı ile hastalığımı bir nebze kontrol altına alsam da Aralık'ın son haftası Ankara'ya ulaşana kadar öksürmeye devam ettim. Süper bilinçli bir insan olarak Münih'in "asıl" noel pazarını ıskaladım, çok fazla glühwein tüketmedim. Alman büyüklerim gerçek kışın halen gelmediğini iddia etseler de kıç donduran soğuklarla kucaklaştım.

Aralık ayı son haftasında Ankara'daydım. 3 saatlik uykuyla ulaşabildiğim başşehrimizin ilk gecesini canım arkadaşlarımla rakı sofrasında hayırladık. Neşeli sarhoş halimle sanırım biraz yüksek sesle bütün gece konuştum, konuştuklarımın bir kısmını ertesi gün hatırladım.

Ankara'da iki hafta kaldım ve yetmedi. Hava muhalefeti, ecnebi mesai kardeşlerim memleketlerinde tatil yaparken işe gitme zorunluluğum ve ulaşım kısıtları insan görme etkinliğimde istediğim verimi almama engel oldu. Ama yine de yaz mesaisinde göremediğim birkaç arkadaşımı görmek beni çok mutlu etti. Eylül başında tek tük kelimeler eden bir sıpanın ismimi gayet güzel telaffuz edip annemi ona "turuncu ve yeşil sürpriz veren teyze" olarak tanımlaması, emekler bıraktığım bir diğerinin oradan oraya koşturması yaşlanma hissiyatımı şöyle bir okşadı.

Velhasılı kelam, dün akşam itibariyle soğuk memleketime dönüş yaptım. Kimseciklere doyamadım ama evime ulaştığım için huzura yaklaştım.

Güzel geçsin yeni yılımız.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder