10 Nisan 2011 Pazar

Yayınlanan Bölümlerin Özeti

İnternet erişim saçmalıkları, ara taşınma, bilgisayarımın cırk etmesi gibi sebeplerle ne sayfayı açabildim bir süredir ne de iki satır yazabildim.

Öncelikle zaman zaman hayatı bana zindan, evi kendine saray, beni kendine hizmetçi etmiş olsa da beyefendiler ötesi, üstün kişilik meziyetlerine haiz ve de son derece karizmatik kedim Marcus ile yollarımızı ayırdık. Ayrıldığımız zamanı takip eden yaklaşık iki aylık süreçte yerim yurdum belli olmadığı için kendisini daha konforlu bir hayat süreceğini umduğum Aydan Ablası'nın yanına bıraktım. Yeni evine doğru ilerlerken yolda "Oğlum bak, ben annenim, o ablan olacak; sakın ona anne dediğini duymayayım!" diye tembihlerde bulundum, o da miaaav dedi, kaç saattir arabada olmaktan bunalmış bir halde.


Marcus'un en çok birlikte uyuduğumuz gecelerde totosuyla karnımı ittirip kendine yer açtığı, elimi de alıp yanağının altına koyduğu melek vakitlerini özlüyorum. Sol koluma her baktığımda gördüğüm yaklaşık 10 cm'lik bir iz ile Marcus'çum, hep yanımda olacak.


Marcus'u Aydan Ablası'na bıraktığımın ertesi günü çok kıymetli ikinci evimi topladım ve kendisini bir depoya tıktım. Toplarken/temizleme numarası yaparken gözümde çok büyüyen, çoğalan o eşyalar, bir depocuğa sığıverdiler. Taşıma firması uzmanlarının kübik olarak yerleştirdikleri malzemelerin, o depodan yuvarlak hatlarla çıkması muhtemel. Sığmıyorsa sıkıştırırız!


Evi boşlattıktan sonra çok sevgili kız kardeşime sığındım. Sağolsun, 2 aya yakın bir süre boyunca dağınıklığıma, o birşeyler okuyup yazmaya çalışırken kontrol edilemez bir şekilde bık bık eden çeneme, küçük kardeş şımarıklığıma -ablaaaaa, bana su verseneeeee- sabırla katlandı. Güzel yemekler yedirdi, bir güzel baktı bana.


En sonunda yolculuk vakti belli oldu ve 3 Nisan akşamı halen ne kadar kalacağım belli olmayan, güney Almanya'nın ah canım şirin şehri Ingolstadt'a ulaştım. Birkaç gün süper belirsizlikler yaşadıktan sonra 6 Nisan itibariyle 3. evime taşındım. Alman Lotto'sunun inceliklerini öğrenip, en azından önümüzdeki 3 ayı her karosu yaklaşık 100 avroya denk gelen bu küçük ama ay çok elegan evde geçirmeyi umut ediyorum.


Pek yakında Ingolstdat şehir rehberi.

2 yorum:

  1. Elmacik, madem ki yerlestin, artik bu tarafa gelirsin karismam. Paskalya'da gel mesela, degil mi? Ne zamana kadar o diyardasin bu arada? Bakarsin biz calariz Haziran'da kapini, kulaklarimizda kirazlarla...

    YanıtlaSil
  2. Bu Paskalya bildiğin Türkiye'de hafta kapatmalık bayram tatili demekmiş meğer. Bugün bir amca ofis arkadaşıma anlatıyordu, "Bizim oğlan okulda öğrendiği yerlerin hakikisini görmek istiyor, Toscana'ya gideceğiz." diye.

    Bu cazip teklifi değerlendirmek üzere tez zamanda arıyorum, aplam. Bayramları yakınlarımızla birlikte geçirelim.

    YanıtlaSil