18 Kasım 2010 Perşembe

Okuma Yetisi

14.07.1995-16.07.1995 tarihleri arasında Sevgili Arsız Ölüm'ü, 21.07.1995-04.08.1995 tarihleri arasında Berci Kristin Çöp Masalları'nı okumuşum. Aradan geçen 15 yılda zihnimin açık, dikkatimin derli toplu olduğu bir dönem olmasını bekledim yeniden Latife Tekin okuyabilmek için. Doğrusu, okuduğumu anlayamamaktan korktum. Böyle bir korku geliştirdiğime göre bu süreçte başarısız bir girişimde bulunduğumu zannediyorum, net bir anım olmamakla birlikte.

Geçtiğimiz cumartesi akşamı cesaretimi toplayıp Aşk İşaretleri'ne başladım. 7 sayfa okudum. Kendime ertesi gün bir şans daha tanımaya karar verdim ve kitabı o gün için bir kenara bıraktım. Pazar günü o ilk 7 sayfayı yeniden okudum, biraz daha ilerledikten sonra kitabı algılamaya başladım ve kendimce bir şeyler anlayaraktan kitabı bitirdim. İlk denemede kitapla iletişime geçemememin nedenini belirleyemiyorum. Bu neden, anlayamayacağım yönünde kendimi şartlamam, yorgun olmam ya da gerçekten anlamamam olabilir; dediğim gibi ne olduğunu belirleyemiyorum.

Dönem dönem aç hayvanlar gibi -farklı bir benzetmede bulunamayacağım- seri bir şekilde kitap "tüketmem", çok ilgisiz türlerle sürekli ya da dönemsel ilgilenmem veya zihnimin başka şeylerle meşgul olması gibi sebeplerle okuduğum pek çok kitapla ilgili detayları hatırlamakta zorlanırım. Obsesif listelerimde, defterlerimde kayıt tutarım ama okuduklarımın bendeki etkisine dair çok nadiren yazılı olmayan içsel kayıtlarımda bir şeyler bulabilirim.

95'te okuduğum kitapları anımsamaya çalıştığımda çok etkilendiğimi, o vakte kadar okuduğum dillerden çok farklı bir dille karşılaştığımı ve hayranlık duyduğumu hatırlıyorum. Ancak şaşırtıcı bir şekilde o dönemde bu kitapları gayet iyi anladığıma inandığımı anımsıyorum. Bu noktada o yaşımda algıma olan güvenime soru işaretleri yöneltmekten kendimi alamıyorum. 15 yaşına kadar -kitabı okuduğum dönem dahil- basit bir İç Anadolu ilçesinde ne görmüş, ne yaşamış, ne duymuş, ne okumuş, ne izlemiş olabilirim ki Latife Tekin'i anlayabileyim? Muhteşem bir içgörüm, algım, zekam mı varmış? Diyelim ki varmış, sonra nereye kaybolmuş bu mülkiyetim? Belki de hayatım daha basit, bedenim daha zinde, kafam daha sakin olduğu için gerçekten bir okuduğumu ilk okuyuşumda tamamen anlayabilir bir berraklıktaydı algım. Asla emin olamayacağım, geçmişte nasıl bir okur olduğumdan.

Çok takıldım ben bu işe.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder